5 Nisan 2008 Cumartesi

Mavi bir cumartesi sabahı...

Bilenler bilir, şimdiye kadar da gitmiş olabilirsiniz. Ben şu Boğaz hattı ile Anadolu Kavağına yeni gidenlerdenim. Daha önce tabanvay olarak gittiğim kavağa, bu sefer denizden ulaşmak, hem keyifli hem de acısız oldu. Muhtelif yerlerden binebiliyorsunuz vapura. Gidiş-dönüş 12.50 YTL. Biz Beşiktaş'tan saat 10:50'de eklendik diğer güruha. Keyifli, sıcak, bol çaylı kahveli 1 saat sonunda, kavağa ulaştık. Saatleri uygun, ancak dönüş için 15:00 bana erken derseniz; 16:00 ve 17:00 sarıyer opsiyonları da mevcut. Ancak söyleyelim,halen kış tarifesi uygulaniyor. 14 Nisan'dan itibaren saatler yaz tarifesine göre değişecek.

Köşedeki balık-ekmekçilerden uskumrumuzu sardırıp, biramızı aldıktan sonra, yaklaşık 15-20 dakikalık bir tırmanıştan sonra, kaleye ulaştık. Havanın biraz serin olmasının avantajını kullanarak, piknik tip ailelere ve mangal kokusuna maruz kalmadan keyfini çıkardık kavağın. Karadeniz ile marmaranın birleştiği noktaya, boğazın girişine bu kadar yakın olmak, "şimdi burdan vursak, gitsek gitsek Rusya'ya mı varırız" sorusunu akla getiriyor :) Koca bir haritanın üzerindeymişiz gibi..

Arkamızdaki yorgun yapı, halk arsında Ceneviz kalesi olarak bilinen Yoros kalesi. Hali çok harap. Bu ülkenin, tarihi eserleri korumaz ve kollamaz tavrına karşılık, ısrarla o tarihin tozlu sayfalarına gömülmemek için direniyor.

Dönüş yolunun sonunda meydan kahvesinde bir şekerli kahve iyi oluyor. İsteyene lokma ve waffle seçeneklerimiz de var. Ardından vapura biniş ve sırayla iskelelere uğrayarak, tekrar Beşiktaş. En son olarak da tadında bir Cumartesi havalanmasının ardından, projeleri hazırlamak üzere eve varış :)


Keyifli bir boğaz turu geçirmeniz dileğiyle...

1 yorum:

kafcamus dedi ki...

bu nisbi gezi yazısı fikri iyi olmuş gayet, elinize sağlık efendim. sanırım radyonun yayını kendini buluyor usul usul...