8 Nisan 2008 Salı

Mongol

"Nasılmış lan bu? O kadar lafını ediyorlar." gazıyla izlenen filmlerden biri olacağı konusunda emindim. Ama film biraz abzürd çıktı.

En başta "Aaaa! Ben bu adamı sümsük sanıyordum lan!" şaşkınlığı geçirdik filmde. Çünkü bu Cengiz Han denen herif öyle bir acılar çekmiş, öyle zorluklardan geçmiş ki, bir nevi Küçük Emrah'mış kendisi. "Bir zamanlar fakir ama gururlu bir Moğol vardı." edebiyatı yapabilirmiş. Yapmamış.

Film tam anlamıyla bir görsel şölen. Öyle ki; insanın her 3-4 dakikada bir durdurup sahnelerin fotoğrafını çekesi geliyor. "Ulan orda ne rakı içilir ha." diye düşünüyor insan. "Of! Of! Of! Manzaraya bak" diyor insan. Bu insan neler diyor, neler düşünüyor; onlar var işte filmde. Ama birader, savaş yok yahu doğru düzgün. Bir Cengiz Han filmi denince insan savaş bekliyor, şöyle büyük ordular çarpışsın bekliyor. Stratejik hamleler bekliyor, savaş mucizeleri falan bekliyor. Bir sürü atlı Moğol bekliyor. Yok ama yok yok! Cengiz Han'ın Küçük Emrah dönemini anlatıyor yani bir nevi bu film. Böyle büyüyen bir insanın da ileride katliamlardan soykırımlara uzanan dizilerce şerefsizliği yapabileceğine hak vermenizi istiyor. Hak verirsiniz yahut vermezsiniz tabii orası sizi bağlar; film neticede.

Hakkını yemeyelim ama; filmde bir kaç savaş sahnesi var. Onlar da gerçekten ağzını açık bırakıyor izleyenin. Hele ki kamikazelerin binlerce kişilik ordunun içine bir girişi var ki; bitiyorsun, iki kılıç alıp koşturmak istiyorsun.

Tadanobu Asano abimiz bu role de yakışmış ama. Cuk oturmuş. Ustalığına diyecek tek bir sözümüz de yok zaten. Hasılı, izlenmeye değecek bir film olmuş bu. Ama daha fazlası değil.
Bitti.

2 yorum:

kafcamus dedi ki...

madafaka kardeşim,

pek güzel demişsin lakin bu da benim sonunu getiremediğim filmlerden oldu desem:)) dediğin gibi tam acıların çocuğu emrah filmi olmuş bu, "ulan adam demin şurada esirdi, oradan nasıl kurtuldu" demeye kalmadan başka yerde zindana düşüyor falan. hasılı bana gitmedi, hiç gitmedi hem de. ama birader sevdi. zaten sonuna doğru savaş sahnesi falan olduğunu da ondan öğrendim:)

demem o ki, bir zamanlar "ipek yolu" varken trt'de, o zamanlar yani işte, "cengizhan" diye de bir dizi yayınlanmıştı bilmem bilir misiniz, hatırlar mısınız. "avucunun içinde kan pıhtısıyla" doğdu falan diye başlardı sanki. bir nevi "osmancık"tı (hatta belki osmancık da oradan esinlenip çekilmiştir zaten). ben işte onu mumla aradım.

Kartal Bafiler dedi ki...

Pek de talihsiz bir yengemiz vardı filmde....