1 Haziran 2009 Pazartesi

Der Baader Meinhof Komplex


Bu afiş, 70ler Almanyası'ndaki orjinalinden kopyadır.

Mesela bu yörede ilahlaştırılan Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, İbrahim Kaypakkaya gibi isimlerin Almanya'daki karşılıkları RAF'ın kurucuları işte. Stefan Austs'un kaleminden okuduğumuz kitabın filmi de onların hayatını anlatıyor.

Filmi izledikten sonra anladığımız şu ki; bizimkilerin çektiği küçük emrah filmi kıvamındaki 12 Eylül anlatıları ile arasında çok fark var. "Anlatı" diyorum, çünkü çoğuna film demek saflık olur. İşte Baader/Meinhof'un filmini film yapmış Uli Edel. Hiç yoktan bu yönüyle bir takdiri hakkediyor. RAF'ın amaçlarına, anti-kapitalist propagandaya, şiddete yönelme nedenlerine neredeyse hiç değinilmemiş. Filmde izlediğimiz, daha çok; bildiğimiz RAF'ın nasıl işlediği.

Karakterler arasındaki ilişkiler, dönemin stresli atmosferi, o zamanlar işlerin nasıl yürüdüğü vesairesi ne ifrata ne de tefrite kaçılmadan anlatılmış. Ama tabii ana amaç Ulrike Meinhof ile Andreas Baader'in hayatlarını anlatmak olduğundan; daha çok onların kişiliklerine, aktivitelerine, duygusal salınımlarına tanık oluyoruz film boyunca. Eylemler ve toplantılar gayet gerçekçi şekilde anlatılırken yine ana amaçtan sapmamak için örgütlenme safhalarının kıyısından bile geçilmiyor. Bir de ne silahlar varmış arkadaş o zamanki teröristlerin ellerinde. Kıskanarak izledim bazı sahneleri desem, yalan olmaz.

Tabii hem solcu hem de kitle ekmeği yiyen insanlar çıkıp da: "Baader kadın düşmanı değildi! O öyle değildi. Bu böyle değildi. RAF'ın nasıl oluştuğu, amaçları anlatılmıyor. Sadece şiddet üzerine odaklanılmış. Bu film berbat! Hiç de bilem öyle değildi o zamanlar abisi." şeklinde dam üstünde saksağan yorumları yaparlar. Normaldir. Ne solcu ne de kitle ekmeği yiyen bir insan olarak; ben bu filmi gayetle başarılı buldum. Az buçuk bu tarihlerle ilgisi olanlar, zaten olayların birbirleriyle olan bağlantılarını biliyorlar sonuç olarak.

4 yorum:

polemarch dedi ki...

RAF'ın amaçlarına, anti-kapitalist propagandaya, şiddete yönelme nedenlerine neredeyse hiç değinilmemiş.

-neden değinilmemiş ?


mademki değinilmemiş

Karakterler arasındaki ilişkiler, dönemin stresli atmosferi, o zamanlar işlerin nasıl yürüdüğü vesairesi ne ifrata ne de tefrite kaçılmadan anlatılmış (olmamış ).

Die Verpaßte Chance von 1989-90 bence bu kitabı bir incele


Eylemler ve toplantılar gayet gerçekçi şekilde anlatılırken yine ana amaçtan sapmamak için örgütlenme safhalarının kıyısından bile geçilmiyor.

-sana göre örgütlenme


Tabii hem solcu hem de kitle ekmeği yiyen insanlar çıkıp da: "Baader kadın düşmanı değildi! O öyle değildi. Bu böyle değildi. RAF'ın nasıl oluştuğu, amaçları anlatılmıyor. Sadece şiddet üzerine odaklanılmış. Bu film berbat! Hiç de bilem öyle değildi o zamanlar abisi." şeklinde dam üstünde saksağan yorumları yaparlar.

---konformist bir eleştiri biçimi

Normaldir. Ne solcu ne de kitle ekmeği yiyen bir insan olarak; ben bu filmi gayetle başarılı buldum. Az buçuk bu tarihlerle ilgisi olanlar, zaten olayların birbirleriyle olan bağlantılarını biliyorlar sonuç olarak.

---pekte mütevazi bir sonuç (bu kısım bomba gerçekten )


kızıl tugaylar hakkında bir film önere bilirim onuda izledikten sonra eleştirirsin. olmazmı ?

madafaka dedi ki...

Yüce liderin yolundayız.

polemarch dedi ki...

bu kadar dimi . aferin sana .gelişiminde önemli bir yol kat ettin.

Adsız dedi ki...

daha öcne de "baader-meinhoff" benzeri bir film vardı yakın tarihte. trainspotting vari bir anlatımla politik bir hareketi ana-akım medyaya kurban etmekten ileri gitmiyor. yani demek istediğim sinemasalolarak bir ayrıcalık taşımadığı gibi alman sinemasının popüler kanadına oynamış bir film. moda ikonları olarak sunulan karakterler de cabası...

saksağan olduk şimdi de ;)