16 Mayıs 2009 Cumartesi

The Pariah, The Parrot, The Delusion


Yaptıkları müziğin ne notalarla ne de müzik terimleriyle açıklanamadığı gruplar vardır. Belki kulakların bakirliğinin bozulmasından, belki yakaladıkları atmosferden, belki üstün yeteneklerinden, belki de gerçekten özel olmalarından dolayı. Kuşkusuz dredg onlardan biri. Metallica yorumlasa "Eski Metallica geri döndü lan!" diyerek kafa sallanabilecek besteler bile yapsalar, üstüne kendi tarzlarını oturtmayı başardılar. İşte bu yüzden müzik terimleriyle açıklanamayacak bir müzik, dredg'in yaptığı. Özel bir müzik.

Özel diyerek niteleyebileceğimiz grupların her yeni albümü; sevincin yanında, "Acaba o özel şeyi bozdular mı?" sorusunun beyne musallat olmasına da neden verir. dredg'in yeni albümü "The Pariah, The Parrot, The Delusion" 6 Haziran'da resmi olarak çıkacak. Bir şarkıyı da myspace sayfalarına çoktan koydular. Ama internet'in faydaları işte; içinde yazdığına göre bir kaç saniyelik kesintilerle birlikte albüm dolaşıyor ortalıkta. Kaçırır mıyız? Hayır.

İşte bu albüm, ilk şarkıdan başlayarak o berbat sorunun cevabının olumlu olduğunu hissettirdi bana. İlk on devir sonucunda dredg'in artık değiştiğini ve bu albümün diğer albümlerin yanına bile gelemeyeceğini düşündüm. Bundaki etken ne müzikalite ne de başka bir şey. Sadece dredg'in yaptığı müziğin önceden hissettirdiği o özel duyguyu hissedemedim. Sonuçta bu grup bize Catch Without Arms gibi baştan sona şahesere dolanan bir albüm verdi. Beklentilerin yüksek olması normaldir. Ancak sonraki bir hafta boyunca şarkılar kafamın içinde dolanmaya başladılar ve her nota, her tını, her duygu, her zevk yerlerine oturdu. dredg'in yeni albümü, yine bir dredg albümü. Ne kadar popüler müziğe de kaysalar, ne kadar sound'unda değişiklik de yapsalar; albüm kapağından tracklist'ine kadar tam anlamıyla bir dredg albümü. Şimdiden benim gözümde kendine CWA'ın aşağısında Leitmotif'in yukarısında bir yer edindi. Defalarca dinlenecek, içine bir sürü duygu sığdırılacak, bir çok özel ana eşlik edecek bir albüm. Tam anlamıyla bir dredg albümü işte.

Paylaşmak gerekirse albümün en iyisini vesairesini değil; eski dredg albümlerinde hissedilen o özel şeyi en çok duyumsadığım parçayı paylaşayım. Hemi de bu açıklamayla doğru orantılı bir ismi var "Quotes" diye.

5 yorum:

madafaka dedi ki...

Bu pileyır şarkıyı kendine dolanmış kaset gibi mi çalıyor? Sadece ben de mi öyle?

zeynep dedi ki...

Hı hı. Hani küçükken kasetin üstteki şeridine parmak ucumuzu takıp çekiştirir, biri görüp elimizden alana kadar sündürürdük... İşte öyle çalıyor.

zeynep dedi ki...

Huzur, ve sade, dinlendirici bi çeşit hüzün yükler insana bu grup... "Ode to the sun"ı mesela, dinlerken kanatları çıkacakmış sanır insan. Abartmıyorum.

Tuba dedi ki...

Ben de bugun buraciktan kac kere dinledim sayamadim. Cok yasayiniz.

madafaka dedi ki...

vallahi baştan yükledim, kodu değiştirdim, bir sürü nane yedim; bazı bilgisayarlarda normal çalıyor, bazılarında bozuk çalıyor. değişik oldu.
onun dışında gıymetli zeynep'in de dredgsever olduğunu bilmek güzel oldu.