26 Şubat 2009 Perşembe

Sam Shalabi


Böyle bir amcamız var, kendisi ud çalar. Saykodelikli müzikler yapar. Saykodelik deryalardan post-rock deryalarına dalar, dipten midye toplar, çıkar. Gavurun experimental olarak tarif ettiği nanenin atomlarını ezberlemiş bir insandır ayrıca. Herşeyden önemlisi Alien8 Records'un dışında şu yapılanmanın da has adamlarından biridir ki; bu benim nazarımda yüksek yerlere oturmasına yeter de taşar bile. Efrim ismiyle bilinen uzaylının da sevdiği bir nesne olaraktan bilinir. Molasses dışında son gözdemiz, ölü köpekten ölü bahriyeliye evrilenimiz olan A Silver Mt. Zion'da da boy göstermiş, gözlerimize soğan etkisi yapmıştır.

Shalabi Effect gibi bir proje kurmuş, orada da 4 adet albüm çıkarmış. Ki bu Shalabi Effect procesinden doğan veletler her bünyeye iyi gelmez. Bazılarında öğürme gibi hallere sebep verebilir. Shalabi amcamızın kannımca en uç veletleri, solo çalışmalarından çıkar. Mesela bunlar üç kardeştiler "Luteness" "On Hashish" ve "Osama" isimleriyle. İşte bu geçtiğimiz 2008'de dördüncüyü sıçmış yanlarına "EID" adıyla. Şimdi elime o velet geçti de, bu yazıya vesile oldu. Udunu duyduk, elektronik şeysilerine girdik, yazdığı gitar sololarında yüzdük, "Billy The Kid" demelerine şahit olduk da; pek sevindik. Saykodeliğin sözlük manası olmasa da, o sözlüğün dışında en üstlerde kendine bir yer buldu Sam amcamız çoktan. İsmindeki ironi ayrıca vaşak malzemesi olarak kullanılabilir. Ancak onu yapmayacak derecede severim bu adamı. Laf atılmasın, bizim çocuklardan bu.

Mesela bu EID veledine şöyle kapak yapmış bir de:

Hiç yorum yok: