20 Mart 2008 Perşembe

Zamanın Daha Kısa Tarihi


Tamam, Hawking fazlaca popüler olabilir. Ama "Neden bu kadar okunuyor?" sorusunu sormak da lazım cancağızlar. Nedenine giriş yapıp, kitaba geçelim.

"Bilim" dendiğinde herkesin aklına gelen şu bilmem hangi dildeki terimler, "Fizik" dendiğinde akla gelen kaldıraçlar, kuvvetler, dirençler bilmem neler bu adamın kitaplarında yok. Bahsettiği konular üst seviyede olmasına rağmen "Enbesiller için fiziğe giriş kitabı" gibi bir üslupla yazıyor. Anlaşılır ve yalın kitaplar çıkıyor böylece ortaya. Neyse..

"Zamanın Kısa Tarihi"nden sonra Doğan'dan çıkan bu kitap hem ilk kitap çıktıktan sonra gerçekleşen gelişmeleri ihtiva ediyor, hem de daha kısa ve daha eğlenceli.

"Fizik" yahut "Kuantum" ilginizi çekmiyorsa bile, bu kitap ilginizi çekecektir. Çünkü gerçeten güzel bir dili var. Onun dışında sadece resimlerine-grafiklerine bakmak için bile okunur. Hawking abimizin elinden ayağından eksik olan zekâsına vurmuş. Newton'la geçtiği dalganın haddi hesabı yok. Falan filan.

Hasıl-ı kelam benim kitap tanıtımım bu kadar olur. Evreni anlamak üzerine fikirlerin arkeolojisinden başlıyor da yeni "uzay-zaman" anlayışına kadar geliyor. Zaman yolculuğundan kara deliklere, oradan da uzaydaki tünellere kadar alıyor götürüyor kitabı. Leonard Mlodinow denen adamın bu kitapta ne gibi bir katkısı olmuş, onu anlayamadım ama neyse.

Yalnız bir dipnot düşelim: Ne kadar basit ve esprili bir dille yazılmış olsa da; kitabın bize anlatmaya çalıştığı şey, bir faşiste fikirlerin özgürlüğünü anlatmak kadar zor. Tersten bakalım: Bir faşistin fikirlerin özgürlüğünü anlaması ne kadar zorsa, bu kitabın muhtevasını anlamak da o kadar zor.

Bitti.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Dipnota özellikle bayıldım!