4 Mayıs 2008 Pazar

alexandre dumas'ın* kemikleri sızlarken







bemba, düz bir iç dökme mekanı değil; içini dökerken kitapla, şiirle, sinemayla, televizyonla, şarkıyla, konserle, medyayla işte artık her neyse onunla da ilişkilendirme mekanı ya hani... hatta belki içini falan dökmeden sadece bunlar hakkında laf söyleme mekanı ya hani...

"boka bok deme bok alınır bok boka düşer kendini bi bok sanır" lafını vakti zamanında ahmet uğurlu'nun "karşı şov"unda duymuştum, hiç unutmadım. alın size ilişki işte...

*

Hiç yorum yok: