30 Mayıs 2008 Cuma

yerim

Hannibal Rising namlı film, sonuna doğru "fazla uzadı yahuu" dedirtse de, beklediğimden iyiydi.

netim, prensip olarak iyi servis edildiği sürece her şeyi yiyebilecek bir insanım; köpek olur, eşek olur, insan olur fark edeceğini sanmam. polemiklere karşı anahtar noktanın altını tekrar çizeyim, "iyi servis"; sunumuyla, görünümüyle, garnitürüyle yani. haa, tadını beğenmem yarıda bırakırım o ayrı, şimdiden bir şey diyemem bu konuda (misal aklıma geldi hemen paça çorbası denen şeyi sevmem, içmem). fakat çok zamandan beri, bu yemek konusundaki "o yenmez", "bu yenmez" itikadının çok şartlı refleks olduğunu düşünürüm. zira dünyanın bir yerlerinde insanlar, örneğin köpekleri yiyorlar ve bundan mutlu oluyorlarsa, bunu kültürlerinin bir parçası yapmışlarsa, "iğğğğ iğrençççç" deme hakkını nereden buluyoruz ki biz? birilerinin cips niyetine kıtır kıtır yediği hamamböcekleri, neden salyangozdan, kurbağa bacağından daha geri bir kültüre işaret etsin ki?

şu yazıyı sonuna kadar okuyun. enver hocam, hem eğlenceli hem de hissiyatıma tam tercüman.

Hiç yorum yok: