24 Şubat 2009 Salı

Anti-Kapitalist Reklam ironisi

İlk olarak işte Recep İvedik 2 için sinemaya gittiğimde görmüştüm bu reklamı. Çok hoşuma gitmişti. Şimdi internette buluverdim de gene hoşuma gitti. Başlıktaki ironi vurgusu nedendir acep denilirse; tabii ki rakı her daim anti-kapitalisttir.

2 yorum:

Ömer O. dedi ki...

Şimdi biraz tadını kaçıracağım ama lafı uzatmıycam söz:
1- Coca cola ya da alkollü içeceklerin bizim milli manevi değerlerimizmiş gibi sunulması beni ifrit ediyor.

2- Hayata durup yeniden bakmak için alkole değil sapasağlam bir kalbe ve zihne ihtiyaç vardır.

3- Bu ülkede alkol alanların oranı yanılmıyorsam %25'tir. Cümle alem içki içiyor tribine girmek hatadır, ayıptır, günahtır.

4- Topkapı Sarayı'nın altındaki Konyalı'da (ki reklamın başında orası var) alkollü içecekler olması çok canımı sıkıyor. Siktirin gidin başka yerde için diyesim geliyor.

5- Kimsenin içkisiyle filan da bir alıp veremediğim yok. Ama bir şey yaparken de manasız genellemelerden kaçınmak gerekiyor değil mi? Herkes hayata kafayı çekince güzel bakmıyor yani.

6- Bu reklam anti-kapitalistmiş gibi görünmüş sana ama kapitalizm ve reklam kelimelerini birbirinden ayırt edebilen varsa beri gelsin.. Kapital için yapılıyor demi kardeşim o reklam? Babamızın hayrına değil yani..

Sabrın için teşekkür ederim :)))

madafaka dedi ki...

Cümlelerin kendileri değer atfetmezler. Çıktıkları ağızla birlikte kişilik bulurlar. Bundandır senden başkası yazsaydı bunları; tabii ki umursamazdım. Şimdi reklamlar:

1 - "Millî değer" denilen hayvanla aramız pek iyi değildir tabii. Ama bozuşmadığımız zamanları da hatırlıyorum. Coca-Cola reklamlarına halen ifrit oluyorum. Diğer içkileri de bilemeyeceğim. Ama rakının kültürünü inkâr etmek biraz bol kese ister gibi.

2 - "Reklam sloganı" hiç bir şekilde tartışabileceğim bir terim değil.

3 - Oranlar ve ülke geneli genellemeler ilgi alanıma girmedi pek.

4 - Konyalı'nın atmosferi de çok güzel be abi. Yani azınlık statüsünde de olsa insan orada içer.

5 - Üçüncü ile aynı.

6 - Yok, hâşâ. Reklamın anti-kapitalist göründüğü falan yok. Şakadır o. Anti-kapitalist olan rakıdır.
Hızlandırılmış kurs gibi yaşanan bir dünyada, her şey gibi içki kültürü de hızlandırıldı. Sağır edici müzikler, hızlıca içilen biralar, tek kullanımlık sohbetler-ilişkiler vs.
Ama rakının kültürü bambaşkadır. Rakı masasına oturduğunda o raydan çıkan hızlı trenden inersin. Saatlerce sohbet edersin. Dikkat etmek lâzım, rakının mezesi avuç içi kadar gelir, ama bitmez. Çün rakı sofrasının amacı içmek yahut yemek değil, aslında sohbettir. Minimum üç saat, maksimum sızana kadar oturursun orada. Hem "içki" olarak bakıldığında iyi bir içki bile değildir rakı. Rakı sofrası bunu sağlar. Tabii, bunu sağlayan bir ton şey var.
Şimdi sen, saatlerce süren bir teheccüt namazından, yahut namaz sonrası tesbihattan vesaireden bile bahsetsen; "Evet, doğrudur." derim.
Ama benim tercihim rakıdan yana tabii.